Beğel Aile Sağlığı Merkezi   
Tel: 0 236 551 10 25
Beğel Mahallesi
Gördes/Manisa-Türkiye

Fiziksel Aktivite

Sağlık, kaliteli yaşamın olmazsa olmaz koşulu olarak kabul edildiğine göre, teknolojik gelişmelerle günlük aktivite yoğunluğunu azaltmak her ne kadar yaşamı kolaylaştırsa da uzun vadede HAREKETSİZ bireylerin sayı­sını arttırmakta ve sağlığı olumsuz etkilemektedir.

Hareketsiz yaşam, günlük alışverişini bile bilgisayar başında sanal marketlerden gerçekleştiren modern toplum için en önemli problemlerin başında yer almaktadır. Giderek daha az mesafeler boyunca yürüyen, ev dışı aktivitelere daha az katılmaya başlayan kitleler, gün içersinde harcadığı enerji miktarını azaltırken, beslenme sıklığı ve miktarını değiştirmemektedir. Sonuçta, fiziksel aktivite yetersizliği vücut üzerindeki olumsuz etkileri­nin yanı sıra, vücut ağırlığında artışa neden olur. Obezite (şişmanlık) mo­dern toplumların karşı karşıya kaldığı diğer bir önemli problemdir.

Ne Yapılmalı?

Çocukluk çağından itibaren düzenli aktivite alışkanlığı kazandırmak, egzersizi günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline getirmek ve en azından her birey için günlük bedensel aktivite miktarını arttırmak bireysel sağlığımızın korunması ve ileride karşılaşılacak sağlık tehditlerinin azaltıl­ması konusunda oldukça büyük öneme sahiptir.

Hangi Aktiviteler Fiziksel Aktivite Olarak Kabul Edilir?

Fiziksel aktivite günlük yaşam içerisinde kas ve eklemlerimizi kullana­rak enerji tüketimi ile gerçekleşen, kalp ve solunum hızını arttıran ve farklı şiddetlerde yorgunlukla sonuçlanan aktiviteler olarak tanımlanabilir.

• Yürümek

• Koşmak

• Sıçramak

• Yüzmek

• Bisiklete binmek

• Çömelmek - kalkmak

• Kol ve bacak hareketleri

• Baş ve gövde hareketleri

gibi temel vücut hareketlerinin tümünü ya da bir kısmını içeren çeşitli spor dalları, dans, egzersiz, oyun ve gün içersindeki aktiviteler fiziksel ak­tivite olarak kabul edilebilirler.

Düzenli Fiziksel Aktivitenin Önemi

Sağlık; bireyin bedensel, ruhsal ve sosyal anlamda tam bir iyilik halin­de olması olarak tanımlanır. Fiziksel aktivitenin sağlığımız üzerine etkileri temelde üç başlık halinde incelenebilir:

1- Bedensel sağlığımız üzerine olan etkileri,

2- Ruhsal ve sosyal sağlımız üzerine olan etkileri,

3- Gelecekteki yaşantımız üzerine olan etkileri

“Hareketli yaşam, hastalıksız yaşam”

Bedensel Sağlığımız Üzerine Etkileri

Fiziksel aktivitenin bedensel sağlığımız üzerindeki etkileri iki ana baş­lık altında incelenebilir.

A- Kas İskelet Sistemi Üzerindeki Etkileri:

• Kas kuvvetinin korunması ve arttırılması,

• Kas tonusunun korunması ve düzenlenmesi

• Vücut segmentlerini hareket ettiren aksi grup kaslar arasındaki den­genin sağlanması,

Kas - eklem kontrolünü arttırarak stabilitenin sağlanması,

• Eklem hareketliliğinin korunması ve arttırılması,

• Kas ve eklemlerin esnekliğinin korunması ve arttırılması (fleksibilite),

• Hareket alışkanlığının ve fiziksel aktivite toleransının artması (kon­disyon ve dayanıklılık),

• Fiziksel aktivite içerisinde yapılan hareketlerin daha fazla tekrar sa­yılarında yapılabilecek oranda gelişmesi (endurans),

• Reflekslerin ve reaksiyon zamanının gelişmesi,

• Vücut düzgünlüğünün ve postürün korunması,

• Vücut farkındalığının geliştirilmesi,

• Denge ve düzeltme reaksiyonlarının gelişmesi,

• Yorgunluğun azaltılması,

• Kas kasılması ve aktivitenin etkisiyle kemik mine­ral yoğunluğunun korunması ve osteoporozun önlen­mesi,

• Kas dokusunca kullanılan enerji ve oksijen mik­tarının artması,

• Olası yaralanma, sakatlık ve kazalara karşı be­densel korunma geliştirmesi,

B- Diğer Vücut Sistemleri Üzerine Etkileri:

• Kalbin dakikadaki atım sayısı azalır,

• Kalbin boşluklarında genişleme meydana gelir ve bir atımda pom­palanan kan miktarında artış olur,

• Kalbin ritmi düzenlenir,

• Damarların kan akışına olan direnci azalır ve kan basıncı düşer,

•Damar yapısının elastikiyetini arttırır,

• Yüksek kan kolesterol ve trigliserit düzeyini etkileyerek damar has­talıkları riskini azaltır,

• Kalbi güçlendirerek kalbe olan kan akışını arttırır ve kalp krizi ge­çirme riskini azaltır. Ayrıca geçirilmiş kalp krizleriyle başa çıkma oranını arttırır,yılları

• Akciğerlerin havalanması artar, solunum kapasitesinde artış meyda­na gelir,

• Düzenli aktivite yapan bireyler sigara bağımlılığından kurtulma ko­nusunda inaktif bireylerden daha başarılıdırlar,

• Düzenli fiziksel aktivite insülin aktivitesinin kontrolünü sağlayarak şeker hastalığının ve kan şekerinin kontrolüne yardımcı olur,

• Vücudun su, tuz, mineral kullanımının dengelenmesine yardımcı olur,

• Enerji gereksinimini yağları yakarak karşılama alışkanlığı getirerek metabolizmayı hızlandırır ve kilo alımını önler,

• Kadınlarda menopoza girme başlangıç yaşını geciktirir, menopozun olumsuz etkilerinin hafifletilmesinde yardımcıdır,

• Damar yapısına etkileri nedeniyle beyine olan kan akışının artışına bağlı olarak erken demans (bunama) ve unutkanlık gelişim riskini azaltır,

• Beyin damar hastalıkları gelişim riskini azaltır,

•Yetişkinlerde sağlıklı cinsel aktivite üzerinde olumlu etkileri vardır.  

 

Kilo Kontrolü

Birçok ülkede fiziksel aktivite düzeyi besin tüketiminden daha fazla düşüş göstermiş,böylece düşük düzeyde fiziksel aktivitenin şişmanlık için önemli bir etken olduğu sonucuna varılmıştır. Önemli bir sağlık sorunu olan şişmanlık giderek artmakta ve koroner kalp hastalığı, diyabet, inme, artrit, kazalara vb. karşı risk oluşturmaktadır. Kilo kaybının enerji sınırlaması ve fiziksel aktivitenin artırılmasıyla sağlanması daha kolay ve etkilidir. Daha da önemlisi kilo almayı önlemede önemli rol oynamaktadır. Örneğin günde 2-5 km yürüyüş enerji dengesinin sağlanmasını önemli ölçüde etkilemektedir.

Kan basıncının kontrolü

Yüksek kan basıncı (tansiyon) 140-90 mmHg olduğunda kalp krizi, kalp ve böbrek yetmezliği, inme gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini iki katına, 160-95 mmHg. olduğunda ise üçkatına çıkarmaktadır.Düzenli fiziksel aktivite kan basınçlarını diğer klinik uygulamalarla kıyaslanabilecek düzeyde yaşlaşık 6-10 mmHg azaltabilmektedir. Ancak her zaman tek başına yeterli olmayabilir ve diğer klinik uygulamalarla (kilo kaybı, alkol ve tuzun azaltılması, çoğu zaman ilaç kullanımı) birlikte olması gerekebilir.

Fiziksel aktivite ilerleyen yaşla birlikte gözlenen tansiyonun artmasına karşı koruyucu olabilmektedir. Önerilen fiziksel aktivite düzeyi, düzenli orta şiddette egzersizlerdir.

Ciddi hastalık risklerinin bile, çok hafif düzeyde fiziksel aktivite artışı ile azaldığı bilinmektedir.

Kan lipitlerinin kontrolü

Düzenli fiziksel aktivitenin lipit (yağ) metabolizmasına olumlu etkileri olduğu bilinmektedir. HDL kolesterolünü (iyi kolesterol) artırırken, bazı durumlarda toplam LDL kolesterolünü (kötü kolesterol) düşürerek daha yüksek HDL:LDL oranı ve buna bağlı koroner kalp hastalığı riskini azaltmakta, ayrıca yüksek plazma trigliserid düzeyini de düşürmektedir. Önerilen fiziksel aktivite düzeyi; haftada 15 km veya daha fazla yürüme veya koşma gibiaktivitelerdir. Aktivitenin toplam miktarı ve sıklığı, şiddetinden daha önemlidir.

Şeker hastalığı ve kan şekerinin kontrolü

Düzenli fiziksel aktivite insülin aktivitesinin kontrolüne ve kan şekerinin düzenlenmesine yardımcıdır. Fiziksel olarak aktif, insüline bağımlı olmayan şeker hastalığı (NIDDM) olanlarda hareketsiz yaşam sürenlere göre damar komplikasyonlarının görülme sıklığı daha düşüktür. Yaşın ilerlemesine bağlı şeker hastalığına yakalanma riski de aktif kişilerde % 20 veya daha fazla oranda azalmaktadır. Böylece düzenli fiziksel aktivite, NIDDM’un tedavisinden çok korunmasında önemli rol oynamaktadır. Önerilen fiziksel aktivite düzeyi; yürüyüş ve düşük şiddetli, uzun süreli egzersiz programlarıdır.

Damar ve kas-iskelet sistemi hastalıklarını önleme

Koroner kalp hastalığı ve inme riskinin fiziksel aktivitesi fazla olan kişilerde daha düşük olduğu görülmektedir. Orta düzeyde bir aktivite bile tamamen hareketsiz (sedanter) kalmaktan daha iyidir ve giderek artan aktivite düzeyi daha çok yarar sağlamaktadır. Kas ve kemiklerin kuvveti, eklemlerin esnekliği; koordinasyon, denge ve hareket çevikliği için önemlidir. Bütün bu özellikler yaşla birlikte önemli derecede azalmaktadır. Bu durum fiziksel aktivite düzeyindeki azalma ile yakından ilişkilidir. Özellikle kadınlarda yaşlandıkça osteoporozla birlikte kemik kırıkları (bilek, omur ve kalçada) görülme riski artmaktadır. Kemik mineral yoğunluğunda artış, çocukluk ve adölesan döneminde yapılan egzersizlerle örneğin; ağırlık taşıma, yürüyüş, koşu, tenis, vb.gibi egzersizlerle sağlanmaktadır.Yetişkinlikte yapılan orta düzey aktiviteler ise yaşla ilgili kayıpların önlenmesine yardımcıdır.

ZİHİNSEL SAĞLIK

Etkilerini ölçmek zor olmasına karşın yapılan çalışmalar fiziksel aktivitenin yararlı psikososyal etkileri olduğu konusunda birleşmektedir. Kaygı, stres, depresyonun azaltılması, zihinsel sağlığın sürdürülmesi, psikolojik zindeliğin sağlanmasında pozitif etkiler yaratmaktadır. Özet olarak; fiziksel aktivite, fiziksel ve zihinsel sağlığı olumlu yönde etkilemektedir. Ancak aşırı ve yoğun egzersiz yapan egzersize bağımlı kişilerde ( bu durum genel olarak beslenme bozuklukları ile birlikte görülmektedir) egzersiz yapma daha az sağlıklı görülmektedir. Çünkü aşırı egzersiz sakatlanma, aşırı yorgunluk ve psikolojik rahatsızlıklara yol açmaktadır.

Sağlıklı, uzun ve kaliteli bir yaşam sürdürme amacı ile “Herkes İçin Spor” kavramı yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır.

 HER YAŞ İÇİN FİZİKSEL AKTİVİTE

Çocuk ve gençleri (5-12 yaş) düzenli fiziksel aktivite yapmaya cesaretlendirmek, olumlu sağlık alışkanlıkları geliştirmelerine, sigara ve ilaç bağımlılığından uzak durmalarına, okul başarılarını geliştirmelerine yardımcı olmaktadır. Ergenlik (13-19 yaş) döneminde, çocukluktakinden daha yoğun aktiviteye devam edilebilir. Bu dönemde yarışma sporlarına katılım karakter gelişimini olumlu etkilemektedir. Ayrıca aşırı kilo alımını engelleyerek, yetişkin dönemde sık görülen kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Yetişkin yaşamında (20-65 yaş) fiziksel aktivitenin yararları daha belirgindir.

Daha önce belirtildiği gibi pek çok fiziksel ve zihinsel hastalıklara yakalanma riskini azaltmaktadır. Yaşlılıkta (65-75 yaş) kronik hastalıklara karşı korunmanın yanısıra, en büyük önemi zihinsel ve bedensel fonksiyonların korunmasını sağlamasıdır. Örneğin eşini kaybetmiş bir kişinin grup egzersizlerine katılması, mücadelesinde yardımcı olmaktadır. Düzenli egzersiz yapan bir kişi daha kaliteli bir yaşamı tek başına 10-20 yıl daha sürdürebilmektedir. Orta yaşlılar (75-85 yaş) ve çok yaşlılar (_85 yaş) için düzenli, uygun ve güvenli aktivite programları kas kuvvetinde artışa bağlı daha iyi koordinasyon, denge, kısa reaksiyon zamanı, artmış doğal yürüme hızı, esnekliği sağlamaktadır. Ancak bu grupta düzenli fiziksel aktivitenin yaşam beklentisine etkisi azdır. Ayrıca “yaşam stili aktiviteleri” olarak adlandırılan yürüyüş, bahçe işi ile uğraşma, araba yıkama, bisiklete binme, merdiven kullanma vb. gibi aktivitelerle aktif bir yaşama başlamaya karar verilerek egzersiz yaşamın bir parçası haline getirilebilir.

HER YETİŞKİN 30 DAKİKA veya DAHA FAZLA ORTA DÜZEY AKTİVİTEYİ HAFTANIN HEMEN HERGÜNÜ YAPMALIDIR.

Yaşamın her döneminde nedenleri değişik olmasına karşın, düzenli fiziksel aktivitenin yaşam boyu sürdürülmesi önemlidir.

DİKKAT

Emin ve Dengeli Fiziksel Aktivite Programları:

Fiziksel aktivite programları ısınma ve dinlenme periyodlarını içermelidir.

Egzersiz sürekli olmalı, yavaş yavaş arttırılmalıdır.

Haftanın her günü aktif olunmalı, hafta sonu sporcusu olunmamalıdır.

Uygun giysi ve araç kullanılmalıdır.

Sevilen egzersizler yapılmalıdır.

Egzersize başlamadan önce veya uzun süre egzersiz yapılmadıysa sağlık muayenesi yaptırılmalıdır.

Vücuttan gelen uyarılara dikkat edilmeli, kalp atım hızında artış, göğüs, diş, ağız, boyun ve kollarda ağrı, baskı, baş dönmesi, hafif başağrısı, soğuk ter, şaşkınlık gibi belirtiler olduğunda hemen doktora baş vurulmalıdır.

Farklı tip egzersizlerden vücudun yararlanabilmesi için örneğin esneklik için streçing, kas kuvvet ve dayanıklılığı için ağırlık, kardiyovasküler dayanıklılık için aerobik egzersizler (yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklet vb.) yapılmalıdır.

Sağlıklı vücut kompozisyonu için uygun enerji alımı ve sağlıklı diyet uygulanmalıdır.

Ruhsal ve Sosyal Sağlığımız Üzerine Etkileri

• Egzersiz zamanları bireyin kendine ayırdığı zaman dilimleridir ve yaşama karşı toleransı arttırır,

• Kendini iyi hissetme ve mutluluk oluşturur,

• Fiziksel aktivite vücut ağırlığının korunması konusundaki etkileri nedeniyle bireylerin toplum içindeki konumu açısından etkilidir,

• Sağlıklı kas, kemik ve eklem yapısı üzerine olumlu etkileri nedeniyle vücut düzgünlüğü ve farkındalığını geliştirerek bedeni ile barışık, özgü­venli bireyler yaratır,

• Bireyler arası iletişim becerilerini geliştirir,

• Olumlu düşünebilme ve stresle başa çıkabilme yeteneğini geliştirir,

• Her yaştan bireyler için sosyal uyum ve kabul görme oranını arttırır.

Gelecekteki Yaşantımız Üzerine Etkileri

• Sağlıklı yaşlanmayı beraberinde getirerek bağımsız ve aktif yaşlı bireyler yaratır,

• Olası ani ve sistemik hastalıklar nedeniyle ölüm riskini azaltır,

• Kanser gelişim riskini azaltır ve kansere karşı koruma sağlar,

• Aktif yaşayan bireylerde vücudun oksijen kullanma yeteneği arttığı için vücut direnci artar ve enfeksiyonlara karşı koruma gelişir,

• Kas- iskelet sistemini güçlü tutarak yaşlılıkta sık görülen düşmeler ve düşmelere bağlı kırık riskini azaltılır,

• Depresyon, anksiyete ile başa çıkma gücünü arttırır, bireylerin ya­şamdan keyif almasını sağlar,

• Yaşlılık ve ileri yaşlılık dönemlerinde insanları etkisi altına alan atıl kalma, işe yaramama duygularından kurtulma konusunda yardımcı olur.

Fiziksel aktivetenin;  

Düzenli olarak yapılması,

Devamlılık,

Uygun yoğunluk seçimi,

Günlük süre,

İlerleyici program.

“Bir bireyin geleceği için yapabileceği en iyi yatırım düzenli fizikselaktivite alışkanlığıdır.”

Fiziksel aktivitenin yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde sözü edilen olumlu etkilerinin görülebilmesi için, genellikle çocukluk ya da adölesan (genç erişkin) döneminden itibaren düzenli fiziksel aktivite yapılıyor olma­sının önemi büyüktür. Toplumun farklı kesimlerinde fiziksel aktivite alışkanlığını değerlen­dirmek üzere yapılan bilimsel araştırma sonuçları, ülkemizde çocuklar, gençler ve yaşlılar arasında fiziksel aktivitenin henüz bir yaşam stili halini almadığını göstermektedir. Bu nedenle, toplum olarak, çocukluk çağından itibaren daha hareketli, aktif, düzenli egzersiz alışkanlığı edinilmesi konu­sunda özendirici ve cesaretlendirici olunmalıdır.

Fiziksel Aktivitenin Tedavideki Önemi

Sağlığa ilişkin parametrelerin korunmasında ve kontrol altına alınma­sında yer alan sayısız önem ve etkilerinin yanı sıra, özel olarak planlanmış ve tasarlanmış fiziksel aktivite programları pek çok hastalığın ve semp­tomlarının tedavisinde, hastalığa bağlı komplikasyonların önlenmesinde ve hastalık sürecinin bedene ilişkin kalıcı hasar bırakmasının engellenme­sinde son derece yararlı ve etkilidir. Egzersiz programlarının olumlu ve tedavi edici özelliğinden yararlanılan bazı durumlar şunlardır:

Bazı ortopedik problemler,

Spor yaralanmaları,

Nörolojik hastalıklar (felçler, denge-koordinasyon kayıpları, inmeler, spastik hastalar vb.),

Doğuştan getirilen kas-iskelet problemleri,

Bazı kalp-damar ve akciğer hastalıkları,

Pediatrik problemlerin bir kısmı,

Romatizmal hastalıklar,

Kaza, travma ve cerrahi sonrası gelişen bazı problemler,

Sinir yaralanmaları,

Bel-boyun problemleri,

Obezite.

Fiziksel Aktivitenin Toplumsal Etkileri

Bireysel sağlığın ve dolayısıyla toplumsal sağlığın, fiziksel aktivite alış­kanlığı gibi eğlenceli, düşük maliyetli ve yüksek verimli bir edinimle korun­ması, giderek maliyeti yükselen ve ulusal bütçelerden oldukça fazla pay alan sağlık harcamalarının azaltılması konusunda da etkili bir araç olarak kullanılabilir. Koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerinin tedavi giderlerinden düşük olduğu artık toplumda bilinen bir gerçektir. Örneğin, bir bankadaki ofisin­de sürekli masa başında, bilgisayar karşısında çalışan bir memuru ele ala­lım. Vücut düzgünlüğünün farkında olmamasından ve çalışmasına düzenli sürelerle ara vererek baş-boyun, omuz-kol ve gövde hareketleri yapma masından, bu arada kalkıp kısa bir mesafeyi yürümemesinden kaynak­lanarak oluşacak omurga problemleri zamanla bel ağrısı yakınmalarına dönüşecektir. Burada ortaya çıkan maliyet şöyle gözler önüne serilebilir:

- Muayene için alınan izin ve bu süre boyunca ortaya çıkan iş gücü kaybı,

- Muayene ücretleri,

- Gerekli röntgen, MRI , vb. tetkikler,

- Tedavi giderleri (ilaç, korse, fizik tedavi, vb.)

- Sevk kağıdı, reçete, tetkik kağıdı, rapor, vb. sonsuz evrak ve kağıt

- Sağlık hizmetlerinin her kademesinde çalışan eleman giderleri (dok­tor, hemşire, eczacı, fizyoterapist, hasta bakıcı, vb.)

- Alınan rapor süresince iş gücü kaybı,

- İşe dönüşten sonra verimi düşük çalışma,

- Stres, hastalık psikolojisi, ağrıya bağlı depresyon, anksiyetenin uzun dönem etkileri...

Bu listenin daha oldukça uzatılabileceğini biliyoruz. Oysa çalışma sü­resini kısa aralıklara bölerek basit, amaca yönelik fiziksel aktiviteni yapıl­ması tüm bunları önlemek için yapılabilecek koruyucu bir yaklaşımdır ve gerçekten maliyeti çok düşüktür.

Fiziksel Aktivite Seçimi

Bireyler sağlığın korunması ve yaşam kalitesinin arttırılması için fiziksel aktivite seçerken kendilerine ait tüm koşulları değerlendirmelidirler. Bura­da etkili olabilecek faktörlerden bazılarını gözden geçirecek olursak;

• Yaş,

• Fiziksel çevre,

• Fiziksel uygunluk,

• Vücut ağırlığı,

• Her ortam ve zamanda uygulanabilir, pratik olması,

• İsteklilik, gönüllülük,

• Ulaşılabilirlik,

• Eğlenceli olması,

• Bireysel gereksinimlere göre planlanmış olması,

• Devamlılığa uygun olması ve

•Ekonomik durum, gibi etkenler göz önünde bulundurulmalıdır.

Fiziksel Aktiviteye Yönlendirme Ve Program

Bireyler kendi belirledikleri ve sevdikleri bir fiziksel aktiviteyi günlük yaşamları içerisine dahil edebilecekleri gibi, gün içerisinde yapılan bazı işleri bedensel güç kullanarak, daha tempolu ve çok tekrarlı yaparak fizik­sel aktivite etkilerini oluşturabilirler. Ancak seçilen aktivitenin düzenli ve devamlı olması gerektiği unutulmamalıdır. “Kendimize gereksinimlerimize uygun, eğlenceli ve sürekli yapabileceğimiz bir aktivite modeli seçmeliyiz.” Tercih edilen fiziksel aktivitenin yürüme, yüzme, bisiklete binme, koş­ma vb. günlük aktiviteler yada bazı spor dallarına özel aktiviteler olmasına bakılmaksızın, bireyin mevcut sağlık durumunun, kas-iskelet sistemine ait fiziksel uygunluğun aktivite öncesinde değerlendirilmesi önerilmektedir. Fiziksel aktivite programına olası risk ve tehditler açısından önlemler alın­dıktan ya da mevcut duruma uygun aktivite tipini içeren bir program yapıl­dıktan sonra başlanması gerekmektedir. Oluşturulan aktivite programlarında, kişinin fiziksel aktiviteyi yapma sıklığı, süresi ve yoğunluğu dikkate alınarak ilerleme basamakları belirlen­melidir. Böylece fiziksel aktivitenin sağlık üzerindeki olumlu etkileri arttırıl­mış ve kalıcı hale getirilmiş olur. Aktif yaşam tarzı bir alışkanlık haline getirilmelidir. Fiziksel aktivite alış­kanlığı düzenli bir program haline getirilemediği takdirde belirli bir süre aktivite ile düzenlenen vücut sistemleri, aktivitenin bırakılmasının ardından oluşan yararlı etkileri hızla kaybetmeye başlar.

Fiziksel Aktivite Sağlığımız Için Tehdit Oluşturabilir mi?

Fiziksel aktivite, bireyin genel sağlık durumuna ait faktörler ve seçilen aktivite programından kaynaklanan yanlışlıklardan dolayı olumsuz etkiler oluşturabilir.

1. Bireyin genel sağlık durumuna ait faktörler :

Örneğin :

• Kas eklem problemleri(kırık, çıkık, kas yırtıkları vs.),

• Ciddi risk altındaki kalp damar hastalıkları,

• Yeni cerrahi müdahale geçirmiş bireyler,

• Kanser vs. hastalıkların terminal dönemlerinde bulunan hastalıklar,

• Doğumu çok yaklaşmış gebeler,

• Denge, kontrol kaybı olan bireyler vs.

Yukarıda örneklenen çoğu durum için bile bir uzman tarafından hazır­lanmış, etkilenmiş bölgeyi içine almayan düşük yoğunluklu basit fiziksel aktivitelerden oluşan bir programın hasta için yararlı olabileceği göz ardı edilmemelidir.

2. Fiziksel aktiviteyi uygulayan bireyin tüm koşulları uygun olsa bile seçilen, planlanan aktivite programından kaynaklanan yanlışlıklardır.

Örneğin;

• Çok yüksek şiddette aktivite yoğunluğu,

• Aktiviteye bağlı aşırı kullanım,

• Çok fazla tekrar sayısı ve zorlu aktivite,

• Kontrol edilmeyen egzersiz cevapları (kalp hızı, kan basıncı, solu­num, sıvı dengesi ),

• Uygunsuz çevresel koşullar (aşırı sıcak, aşırı soğuk, kaygan yüzey vs.).

Yukarıda sayılan örneklerin çoğunda oluşabilecek zarar ve riskler or­tadan kaldırılabilir. Bunun için aktivite programı ve kontrolü uzman bir kişi tarafından düzenlenmelidir.